NEREDESİN FİRUZE?

29 Eylül 2015 Salı

Herkese kocaman merhaba! Bildiğiniz gibi bir süredir "evde yoktum." Görüşmeyeli bir yıl kadar oldu sanırım. :)))))) Bahsetmiş miydim hatırlamıyorum ama ben bu senenin YGS-LYS mağdurlarındanım. Hal böyle olunca bütün sene Uyurgezer takipçileri için bir hayalet olarak kaldım. Haber veremediğim için üzgünüm ama arada gelip giden bir zombi olmaktansa hayalet olmayı tercih ettim. 

Eh, benim için zor bir yıldı ama geçti, gitti. Ben de çetin üniversite sınavlarını atlatıp size "Yıkılmadım, ayaktayım." demeye geldim.

Hoş geldiniz. Hoş buldum. ~ 


-----------------------------------

Şu yukarıda görmüş olduğunuz yazıyı bir ay önce falan yazdım. Normalde bu yazı, ben giriş konuşmamı yatıktan sonra Hello Monster konulu bir yazıya evrilecekti ama üniversite, yurda yerleşme falan filan derken onu da yazamadım. Dilo üzgün, Dilo ağlıyor. :'( Neyse, ben merhaba diyeyim de arada sırada yazmak istiyorum buraya. Umarım vaktim olur bunun için. Üniversitede ne olur ne olmaz... Çk krkyrm çk .s



Hazır anmışken buradan ÖSYM'ye sesleniyorum:




Görüşmek üzere. ~



 





-Dilek













Nice Guy/The Innocent Man

25 Eylül 2014 Perşembe


Dizi adı: Nice Guy
Bölüm Sayısı: 20
Kanal: KBS2
Tür: Melodram
Yayın yılı: 2012



Konusu: Dizi için elimizde bir adet "acıların adamı", bir adet "peçete gibi kullanılan kadın" ve bir adet de "yüzüne tükürülesi kötü kadın Müzeyyen" var. Esas kızımız, esas oğlana tutulmuş; esas oğlan, esas kıza göz kırparken aynı zamanda Müzeyyen'e yürüyor. Müzeyyen'e hiç girmeyeyim...


Tahminimce senarist abey bu diziyi yazarken kendi kendine milli yas ilan etti. Ağlaşmalar, ihanetler, bencillikler... Diziyi izleyen herkesin melodram kustuğuna eminim. Yine de benim gibi "Pfff ben melodram sevmem ki..." diyen birini bile yola getirdi, 20 bölümünü de izletti. 


"Anlatılmaz, izlenir" tarzı bir dizi olduğu için yüzeysel olarak anlatacağım. Birkaç tane replik, birkaç(!) tane de gif atar kaçarım. ^^

Oyuncular:

Kang Ma-Roo rolünde Song Joong-Ki
Seo Eun-Gi rolünde Moon Chae-Won
Han Jae-Hee rolünde Park Si-Yeon
Kang Choco
 rolünde Lee Yoo-Bi
Park Jae-Gil rolünde Lee Kwang-Soo

Şekere banıp yemelik Kang Ma Ru

Henüz hayatın sillesini yememiş, pamuk şeker Kang Ma Ru. (La tipe bak. :3)



Kang Ma Ru'nun bahtı kara, izleyenlerin gönlü yara...


Öyle bir başlık atmış olabilirim ama bu, ona sövmediğim anlamına gelmez. "Seni sevdim Pikachu..." fakat beni sinir ettin. 

Eski sevgilisi kendisine ihanet edince ondan intikam almak için kendini harap eden bir karakter. Savaştıkça daha çok hırpaladı ve hırpalandı. Değer miydi be gülüm? Sen, seni sevmeyen bir kız için kendini feda ederek hatayı baştan yaptın. (Gülüm falan... Buradan Kibariye'ye bağlar mıyım acaba?)

Dizilerde esas kızları üzüyorsunuz ya, hayır ben üzülüyorum siz öyle yapınca. Başrol erkek karakterler hep bu kadar zalım olmak zorunda mı? 










İki Kang Ma Ru arasındaki 7 farkı bulunuz.

  1. İnek çocuk gözlüklerinin yerini, şık bir Ray - Ban almış.
  2. Bıdık gülümsemesi gitmiş, piç gülüşü gelmiş.
  3. Sevimli stajyer çocuk OUT, playboy çocuk IN
  4. +karizma dopingi
  5. "En iyisi benim." bakışları
  6. Tepe taklak olan kişilik özellikleri
  7. ........................................................... [Boşluğu doldurunuz.]



Yukarıdaki fotoğraflara ve giflere biraz baksanız bile iki karakter arasındaki farklılıkları rahatça görebilirsiniz aslında. Ben bunu Song Joong Ki'nin oyunculuk yeteneğine bağlıyorum. (Buraya bu kadar yazıyorum. İçimdeki sevgi tüpünün patlamasına izin veremem, hayır...)

Yalnız intikam mintikam deyince insanın aklına bu babyface abimiz gelmiyor tabi ilk önce. Ben diziye başlamadan önce intikam almaya müsait bir yüz bekliyordum. (O nasıl oluyorsa.) Song Joong Ki de güzel yapmış ama. Bir şekilde olmuş. (Büyüsüne mi kapıldım nedir? Adamın hiçbir şeyine olmamış diyemiyorum.)



"Sen aslında sert kız değil, sevilmeye muhtaç bir çocuksun yavrum..."



İlk bölümde çok sert bir karakter olarak görünüyordu ama aşık olunca yumuşadı, pofuduk oldu resmen. Aşk insanın iyi yönlerini ortaya çıkarırmış ya... Aslında uysal biri. Sevgi yoksunluğudan daş olmuş yavrucak.

Şimdiye kadar izlediğim en aklı başında ana kadın karakter sanırım. Aşık olduktan sonra düşünme yetisini kaybetmedi en azından. (Arada bi' gitti geldi ama olsun.)

Şimdi efenim, bu karaktere onuncu bölümde miydi neydi önemli bir şeyler oluyor. Söylerdim ama söyleyemem, söylememeliyim. Bence siz izleyin, söylersem ayıp olur. (Önemli bir olay ama. Gerçekten. Valla diyorum.) İpucu olarak; Yeşilçam filmlerinde araba çarpar, adam kör olur ya hani... Hani diyorum... Oradan tahmin edersiniz bir şeyler.



Moon Chae Won ablamızın kulak memesi yapışık ayrıca. Fark etmiş miydiniz? 

Çok önemli bir ayrıntı oysa ki, niye fark etmediniz? -_-

Son olarak; Sherlock Holmes yanımda halt yemiş. Ay em dı best. 


"Aşk bir otobüstür, binmesini bilmeli; son durağa gelmeden inmesini bilmeli."



Tü sıfatına senin! Bu kadın bencilliğin Everest'i lan. Yeşilçam filmlerinde ailecek yüzüne tükürmek istediğimiz karakter...

Bi' kere sen Kang Ma Ru'ya ihanet edip sırtını döndün zaten. Evlendin barklandın, çoluk çocuğa karıştın. Adam yıllar sonra karşına çıkınca neden dibin düşüyor hacı? Seçtiğin yol bok gibi ama yine de bir yol yani. Düş şu adamın yakasından be, yeter!

Dönek. Aynı zamanda da yapışkan. -_-


Ama nedenini bilmesem de arada sırada bu karakter için üzüldüm. (Tamam, dövmeyin, tamam.) Ya vallaha nedenini bilmiyorum. Çok inandırıcı ağlıyordu, üzülesim geldi galiba.





İnsanın kendini bilmesi güzel bir şey tabi.


Hepiniz ona aşıksınız, biliyorum.


Yakışıklı, zengin ve üstüne tüy dikercesine bir de nazik. Bu üç ögenin birleşimiyle oluşmuş, çözümü imkansıza yakın bir denklem gibi. *fangirl mod on* Fakat güzel yazdım...

Lee Kwang Soo'nun oynadığı karakterleri gerçekten çok seviyorum. Kendisini de ayrıca seviyorum. (Ailecek seviyoruz.) Running Man sayesinde adamın hayranı oldum çıktım.

Dizide Kang Ma Ru'nun en yakın arkadaşı, Ashton Kutcher'ın Kore versiyonu olarak geçiyor.





Ashton Kutcher da kimmiş? Peh!





*Hani sana zürafa diyorlar ya. Beni de yanına hipopotamın olarak alır mısın be abi? Hı?*





Birine şu cümleyi kuracağım günü bekliyorum...




"Geh kuçu kuçu..."


Kang Ma Ru'nun bacısı Kang Choco... Choco... Choco ne lan?  İsmi, "Geh kuçu kuçu!" deme; tipi, mamayla besleyip olmayan tüylerini okşama isteği uyandırıyor bende. (Nasıl fantezilerim varsa artık.) Zaten (dizide) babası kızına köpek ismi koymuş. Yani gerçekten köpek ismi şu Choco. 

Siz de çocuğunuza köpek ismi koymak istiyorsanız birkaç öneride bulunayım: Karabaş, Zeytin, Çomar, Boris, Kont (ba ba, isme bak), Lassie (ünlü köpek "lesi"), Lucky (Çocuğunuz sarışınsa bu isim çok güzel gider. Çünkü genellikle golden retrieverlara veriliyor.), Rintintin (Çocuğunuzda salak tipi varsa.), Arap (Her mahallede kesinlikle bir Arap bulunur.), Zuzu (Koyundan çakma çocuklar için.), Kuçu (Olduğu gibi görünen, dürüst çocuklar için.), Serseri (Lise hayatının zor geçeceğini düşünüyorsanız.), Pambuk (Erzurumluysanız). Ama adı Serseri konulacak çocuğa Minnoş derseniz çocuk kişilik bozukluğu yaşar. Böyle hatalar yapmayalım lütfen, önemli.




Jae Gil'e umutsuzca aşık bu kızımız. 
*Çok tatlı görünüyorlar, kendimi pıçaklayasım geldi yeminlen. :3*




Üzülmemesi gereken ama hep üzülen ikinci adam sendromu

Aşkı algılayış biçimiyle benim gözümde diğer ikinci adamlara büyük fark atmıştır. Avukat Park adeta bir Porsche iken diğerleri 96 model Şahin olabilir ancak. (Vur dediler, öldürdüm.)



Böyle insanları da ancak dizilerde görürüz. (Hüngür hüngür ağlama sebebi.)




Ağlamayın ulan, beni de ağlatacaksınız şimdi.




Her gülüşünde Micky Mouse'a biraz daha benzetiyorum.  



Aslında bahsetmeyecektim ama...



...söylemeden de edemeyeceğim: Götün düşsün emi! Piçerefsiz. -_-






Kadın hem güzel, hem zeki, hem zengin, üstüne üstlük bir de sana kara sevda olmuş ama sen takmıyorsun Kang Ma Ru. Sana Mahmut Tuncer'den Helva Yapsana'yı hediye ediyorum. Anladın sen beni.




"Kang Ma Ru, sen ne ayaksın?" sorusuna benim için bir nebze cevap olmuştur bu cümleler.




Bazı insanların yüzüne bu cümleyi hönkürmek istiyorsunuz, biliyorum. 
Ben de...




Bu sefer tüm dizi müziklerini beğenmedim. (Bir ilk!)  Beğendiklerimi şuraya yazayım diyorum:

Junsu sevilmez mi la? OST'lerin taçsız kralı.


Ayrıca şarkının sözlerini de pek bir beğendim.

















FİNAL HAKKINDA SPOILER

LÜTFEN İZLEMEDİYSENİZ OKUMAYIN. SONRA DİZİNİN TÜM TADI TUZU KAÇTI DİYE BANA SÖVÜYORSUNUZ. NIÇ NUÇ


O kadar spoiler dedim, halen okuyorsan ayıp ama. -_- 

Hani Kang Ma Ru, yüz körlüğü (müydü ki acaba adı?) yaşadı ya. Aradan yedi yıl geçiyor ve biz Seo Eun Gi'yi yine Kang Ma Ru'nun peşinde görüyoruz. Şehir merkezinden uzak bir yere taşınmışlar. İyi hoş da abi, bu kız şirketi ne yaptı la? Kim yönetiyor o şirketi? Avukat Park'a mı bıraktı ne yaptı? (Şirket batarsa para nereden gelecek? Para önemli arkadaşlar, lütfen.)

Geniş çerçeveden bakarsak final mantıklıydı aslında. (Evli, mutlu, çocuklu bu diziye olmazdı zaten.) Kang Ma Ru, başka bir hayatta tekrar Eun Gi'ye aşık olmak istediğini söylüyor. Yani bu tatsız olayların hiç yaşanmadığı bir dünyada Eun Gi ile yeniden başlamak istiyor. Finalde de aynen istediği gibi oluyor ve her şeyi unuttuktan sonra Eun Gi'ye tekrar aşık oluyor. 


SPOILER BİTTİ. DEVAM >>>



-Kamera Arkası-





Moon Chae Won çok kafa kadına benziyor. asdfghj Sevmemek mümkün mü?






Aslında bu dizi hakkında yazmayı düşünmüyordum. Çünkü daha önce de dediğim gibi, "Anlatılmaz, izlenir." tarzında bir dizi. Daha önce hiç duymadıysanız dizinin varlığından haberdar olmanız için kısa da olsa bir şeyler karaladım. ^^

Ayrıca bu diziyi bana öneren Ravza kebeleğime çok tişikkirlir. :3





Esen kalın efenim.

Gidiyom ben. Günlük rutinimi tamamlayabilmek için test çözmem gerek. Yoksa çok esik hissediyorum. Sanırsınız içimde bir boşluk oluşuyor. 


Neyse. Gittim.





-Dilek





 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS